4 Mart 2016 Cuma

Hayat Zor, Çocuklar Güzel..

Baba olunca daha bi fazla korkuyorsun.. Geçmişteki hatalarını, ölümlerden dönüşlerini, yaptığın kavga, kullandığın araba, salak saçma cesaretlerinin, içinde bulunduğun ya da bulunmak zorunda olduğun ortam, tehlikeli davranışların olası kötü sonuçlarını şimdi düşünüyor ürperiyorsun..
Kendin ya da geçmişin için değil ürpertin. Çocuğun için, çocuklar için.. "Ya o riskleri o da alırsa" diye endişeleniyorsun..

İki tekerlekli bisikletle denize uçmaktan zevk alırken bugün çocuğuna kask, dizlik takmayı diretiyorsun..
Yolda haraç isteyen tinerciyi bi temiz dövmüştün ya yıllar önce.. Şimdi "aman oğlum başına gelirse ne isterse ver.. boşver giden paran olsun" diyorsun.
Terörü hiç saymıyorum bile.

Bunca derdin, telaşın arasında bir de nasıl okutacağım? nasıl yeteceğim? diye düşünerek kendini de zorluyor, bu zorluğu aşsan bile taviz verdiğin yaşam kalitenden dolayı ister istemez bu durumu çocuğa da yansıtarak sırtına zaten sistemin girişinde varsayılan değer olarak yüklenmiş bir dünya sınavın yanında bir yük te sen koyuyorsun.. Layık olabilme.. Hak edebilme.. Onların emeklerini boşa çıkarmama adına kendini helak ediyor çocuk.. Sonuç: 20 li yaşlara hatta askerlik çağına kadar akıl sağlığına defalarca kast etmiş oluyorsun yavrucağın. (sistem böyle)

Velhasılı kelam kuzenim Osman Evren Şen in de dediği gibi içinde bulunduğumuz mekan ve zamanda toplumda kadına göre daha baskın rol oynadığını düşündüğümüz bir erkek çocuğunun bile ruhi, bedeni ve vicdani olarak 30 yaşına sağlıklı bir birey olarak gelebilme ihtimali sandığımızdan çok düşük.. Hatta belki de şans eseri.. Bir de kız çocuklarını düşünün..

Kıssadan hisse.. Yol uzun.. Hayat zor.. Mutluluk değerli.. Evlendirene kadar kucağınızdan indirmeyin.. Sevgi önemli..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder